30 Mayıs 2011 Pazartesi

Yıl Sonu Gösterisi Sobesi

Sevgili Kitubi Damla başlatmış bu sobeyi. Ben de Eylül'ün yıl gösterisini henüz geçirmiş bir anne olarak bu  sobeye katılmak istedim.

1. Çocuğunuzun devam ettiği kreşte çocukların gösteri yaptığı bir organizasyon düzenleniyor mu? Gösterinin süresi nedir? Nerede yapılıyor?
    Eylül, 2010 Eylül'ünde kreşe başladı ve 06 Mayıs 2011'de yıl sonu gösterisine katıldı. Önceki yıllarda bütün yaş grupları aynı anda gösteri yapıyormuş ama bu yıl 4-5 yaş grubu anneler günününden iki gün önce gösterilerini yaptı. Bundan sonra yaş gruplarına göre ayrı günlerde düzenlenecekmiş gösteriler. 
    Gösteriler tam bir saat sürdü. Eylüller'in iki gösterisi oldu ve gösteriler sadece dans gösterisiydi. Çocuklar sahneye çıkıp dans ettiler. Hareketleri unutsa veya karıştırsa bile hemen karşısındakine yada yanındakilere bakıp sakince doğru pozisyonu aldılar. Hoş çokda unutan yada şaşıran olmadı.
    Daha önceleri çocukları, öğretmenleri ve velileri sıkıntıya sokan küçük, gösteriyi izlemesi zor bir salonda yapılıyormuş. Ama bu yıl Fen Edebiyat Fakültesinin yeni açılan anfi tipi salonunda yapıldı. Hem çok genişti, hem anfi tipi olduğu için her yerden rahatlıkla izlenebildi. Hem de arkadaki odalarda çocuklar yaşlarına göre yere serilen örtülerin üstünde, öğretmenlerinin eşliğinde oyunlar oynadılar. Kostümlerini değiştirirken de çok sıkıntı çekmediler. 

    2. Gösteriye nasıl bir hazırlık yapılıyor? Haftada kaç saat bu iş için harcanıyor?

    Bu sorunun cevabını bilmiyorum tam olarak. Kaç ay hazırlık yapıldı, günde kaç saat çalışıldı bilmiyorum. Bildiğim çocuklar strese ve sıkıntıya sokulmadan sakin bir şekilde hazırlandıkları. 

    3.Gösterinin çocuğunuza ne yararı olacak? Sizce çocuğunuz için bu hazırlıkların, ya da gösterinin kendisinin verebileceği zarar var mı?

    Böyle bir ortamın içinde olması beni çok mutlu etti açıkçası. Çocuklar çok eğlendi. Çok fazla emek vermiş hem çocuklar hem öğretmenler. Hep birlikte çalışmayı öğrendiler, hatalarını hemen telafi etmeyi, gruba uymayı öğrendiler. Sadece dans ettikleri için de çok stress yaşayacakları bir ortam içinde olmadılar. Eylül'ün gittiği okulda yapılan gösterinin hiç bir zararı yok. Çünkü stressiz bir ortamda, dans ederek geçirdiler. Eylül'de herhangi bir yılgınlık, bıkkınlık yoktu hazırlık aşamalarında.

    4. Bu gösterinin okula ne yararı var? Ne gibi yükleri olabilir?

    Maddi bir yararı kesinlikle yok. Ama reklam olması açısından illa ki yararı var. Yıl sonu gösterileri okulun ciddiyetini ve imkanlarını gösteren bir etkinlik. Daha önce bir devlet okulunun  yıl sonu gösterisini izlemiştim. Veliler fotoğraf çekmekten gösteriyi izleyememişti, öğretmenler çocukların ellerinden tutup gösteriyi yaptırmışlardı. Eylül'ün okulunun gösterisinde öğretmenler yanlarında durdu, sahnedelerdi ama kesinlikle yerleştirme dışında müdahale edilmedi. Çok fazla emek verdikleri ve çok yoruldukları ortadaydı. 

    5. Öğretmeni sizce bu hazırlığı severek mi yapıyor?

    Yoruldukları ve bıktıkları zamanlar illaki olmuştur. Ama severek yapıyorlardır diye düşünüyorum. Eğer sevmiyorlarsa sevgisizlikleri hazırladıkları gösteriye değil genel olarak yaptıkları işedir. (Ama) sevmeden yapsalar bu kadar tatlı ve bu kadar başarılı olamazlardır.

    6. Bu gösterinin veli olarak size ne yararı var?

    Dediğim gibi Eylül'ü o ortamda izlemek bizim için çok keyifliydi. Öğretmenler ve okul müdürü bilinçli insanlar. Makyaj, topuz ve sim kesinlikle yasaktı. Kostümler günlük kullanıma uygundu. Sadece bir günlük kıyafetlere vermedik parayı. Başka bir okula göndermiş olsaydım doğal olarak düşüncelerim ve yazdıklarım farklı olacaktı. Bu okulda yapılan yıl sonu gösterisi harikaydı. Bize bir faydası olmadı ama Eylül'e çok faydası olduğuna eminim. 

    Ben de benim sayfada okuyup bu sobeden yeni haberi olan ve yazmak isteyen herkesi sobeliyorum.

    28 Mayıs 2011 Cumartesi

    Benim ve Kızımın Doktor Kontrolleri

                 SSVD yapmak istediğim için uzun zamandır doktor araştırıyordum. Bana en uygunu Ankara'da ki Dr. Ebru SARAÇ olunca bu hafta kendisinden randevu aldım ve babamla birlikte görüşmeye gittik. Doğal olarak "neden?" diye sordu. Niğde'de olursam on gün önceden, doğum süreci başlamadan sezeryan olacağımı, sezeryan olacaksam bile bebeğimin bu süreci başlatmış olmasını istediğimi, eğer doktorun vereceği on gün önceki randevuya gitmezsem ve sancılarım başlarsa hiç tanımadığım bir başka doktor tarafından hemen sezeryana alınacağımı, bebeğime bu süreci başlatması için bir şans vermek istediğimi söyledim. Normal doğuramayacak olsam bile buna süreç başladıktan sonra karar verilebileceğini, bize ssvd şansı vereceğini söyledi. Beni neyin beklediğini bilmiyorum (Hoş bilsem belki yine aynı şeyleri hissederim) acı eşiğimin yüksek olduğunu da hiç sanmıyorum ve korkuyorum dedim. Doğum anında beni sezeryana alın diye bağırabilirim de dedim. Şu anda kimse bilemez nelerin olacağını ama sancılarınız başladığında ben hep senin yanında olacağım, sancıları nasıl karşılayacağını göstereceğim dedi. Yaklaşımı çok hoşuma gitti. Güven veren bir doktor. İlk kez sezeryanı bu kadar iyi geçtiği halde normal doğum isteyen birisiyle karşılaşıyorum dedi. Ağustosun 23'ü olarak gün söyledi. Ağustos başından itibaren her hafta kontrol etmesi gerektiğini bu yüzden Ankara'da olmam gerektiğini söyledi. Sekreterinden hastane ücretlerini aldım. Eşimle Niğde'de doğumla Ankara'da ki doğumun artılarını ve eksilerini konuşup Ağustos'a kadar bir karar vereceğiz.

                   Ertesi gün de kızımın doktoruna gittik. Fiziksel gelişimini de dert etmeyin, Eylül zaten hep (persantil tablosunda) gerilerdeydi dedi. :) (Hakikaten hep gelişimi geriden geridendi) Eylül'e daha önce demir eksikliği teşhisi koymuştum, ilacını içirmişmiydiniz dedi. İçirememiştik dedim. Eğer halâ demir eksikliği varsa ilaç takviyesi yapmamız gerekicek dedi. Ertesi gün Düzen'de kan tahlili yaptırıp doktor beye sonuçları faksladık. Demir eksikliği olduğu ortaya çıktı, ilaç verdi. Bu sefer kullanacağız ilacı.

    5 Mayıs 2011 Perşembe

    Çocuklarda Düzen

    Özellikle son zamanlar Eylül'ün dağınıklığından acayip derecede şikayetçiyim. Burnunu sildiği peçeteyi yere atmaları, tokaları orda burda, salona hiç birşey getirmemesi için yaptığım uyarılara rağmen kıyafetlerini, boya kalemlerini, kağıtlarını, makaslarını herşeyini getirip getirip salona atmaları. Hiç birşey yapamazsa eline gofret, ekmek arası birşeyler alıp halıya döke döke yemesi, kağıtları unufacık kesip halıya yayması beni sinir ediyor.

    Cumartesi günü temizlik yaptım babasıyla birlikte parka, bağa gittiklerinde. Ben öldüm bittim ama ev tertemiz oldu. Eylül hanım içeriye girdikten 10 dakika sonra salonun halini görünce şok geçirdim. Kendime gelince insaf dedim, eşime de kızdım niye izin verdin diye. Sanki izin vermese ne olacaksa. Eylül illaki dağıtacak şey buluyor.

    Derken efendim, geçen gün Eylül hanım ayakkabısını giyerken yıllardır aynı yerde duran keratayı eline aldı, kullandıktan sonrada zor bir pozisyonda keratayı yerine koydu. Evet yerine koydu. İşte o zaman ben de şimşekler çaktı. Yeri hiç değişmediği için onunla ne yapacağını yani işi bittikten sonra ne yapacağını çok iyi biliyordu. Yerine koyacaktı tabiiki.

    Ben bugüne kadar kaç kere Eylül'ün odasını değiştirdim. Birde çok biliyormuşum gibi hep Eylül'ün yanında değiştirdim. Bu nereye gelsin, böyle güzel mi, hoşuna gitti mi diye sora sora değiştirdim. Ve bu güne kadar da yeri değişmeden önce sürekli uğraştığı, oynadığı herhangi bir şeyin yerini değiştirdikten sonra bir daha hiç elini değdirmedi. Yeri değişmeden önce onlarla ne yapacağını biliyordu. Ama yeri değiştikten sonra ne yapacağını bilemedi. Kendi düzeni bozulmuştu bir kere. Hem ben onun yerini değiştirebiliyorsam Eylül'de değiştiremez miydi? O'da o oyuncağın halıda durmasını istiyordu belli.

    Tecrübelerim sonunda diyebilirim ki düzen çocuklar için çok önemli. Odasının şeklini, oyuncaklarının yerini mümkün mertebe değiştirmemek lazım. Çocuk ilk nasıl gördüyse o haliyle kalmalı herşey.

    Şimdi düşünüyorumda okula başlarken yeni bir kardeş, boşanma, ölüm, taşınma çocukları çok etkiler. O yüzden de elinizden geldiği kadar kreşe başlama, alışma döneminde bu konularda dikkatli olun (ölüm hariç tabii) demişlerdi. Taşınmak bir çocuk için demek ki travma nedeni. Çocuğun düzenini odasının şeklini değiştirerek, taşınarak, yada boşanarak değiştirmek zorunda kalırsak, çocukla günlerce uzun uzadıya konuşup, anlatıp, alıştırmak gerekiyor. Eylül, yapmaktan çok keyif aldığı birşeyin yeri değiştikten sonra kesinlike elini bile sürmedi. Lütfen eğer ben Eylül'ün odasını tekrardan lüzumsuzluk edip değiştirmeye kalkarsam biri beni durdursun.