30 Mart 2012 Cuma

Bir Of Çeksem...

               Küçük kızımın bugünlerde hem burnu tıkalı hem de ön altta çıkan dişlerine arkadaş gelecek diye sıkıntılı. Eli sürekli ağzında. Küçücük parmakları acıyor diye de eline ne geçirirse ağzına sokuyor. Özellikle kıyafetleri, yatak örtüleri falan sokmaya çalışıyor. Dün gece artık o kadar bunaldı ki ve o kadar yoruldu ki gece uykusunun arasında kocaman bir "offfff" çekti. Sarıldım, öptüm. Bu küçücük yaşta sana of çektiren burnun ve dişlerin çok ayıp ediyor.

Eylül'ün Yeni Kitapları

Hangi kitapları alacağıma genellikle Bir Dolap Kitap'a bakarak karar veriyorum.  Sadece Banu ve Yıldıray'ın değil, okurların bıraktıkları yorumları da inceliyorum. Bir de Kitapyurdu'ndan almayı çok seviyorum. Oranın da yorumlarını dikkate alıyorum.

Geçenlerde Kitapyurdu'ndan aldığımız kitaplardan bahsetmek istiyorum.

BDK yorumlarından etkilenilerek alınmış bir kitap. Eylül'e biraz okudum ama yatma saatinde okuduğum için pek verimli olmadı. Uykudan önce için çok uygun bir kitap değil bizim için.

Montessori grubumuzda sormuştum satranç öğretimi için ne yapabilirim diye. Bu kitap tavsiye edilmişti. Ben beğendim, Eylül'de beğendi. Eylülcüm satranç öğreniyorsun ne güzel diye heyecan yapıyorum. O'da mutlu oluyor. Satranç oynamayı sevdi.

Elmer'i çok sevdiğim için Elmer  serisini almak istedim ama kesinlik Eylül'ün yaşına uygun değil. Yine de Elmer sevgimden seriyi tamamlayacağım. Okumayı öğrenince kendisi okur, arkadan da kardeşi.

Kardeşi olan çocuklar için özellikle tevsiye etmiş BDK. Aldığıma çok memnunum. İlk okuduğumda neredeyse ağlayacaktım. Melis'i Eylül gibi algıladım. Eylül'üm için çok üzüldüm. Kardeşiyle inşallah çok iyi olurlar.

Tostoraman, Eylül'ün ilk korku kitabı. :) Çok çok çok seviyoruz. Yavrusunu almamak olmazdı. İyi ki almışız. Zaten Julia Donaldson/Axel Scheffler ve Yıldırım Türker üçlüsünü biz de çok seviyoruz.

26 Mart 2012 Pazartesi

Neler Yaptık

 Bu kağıtların adını bilmiyorum. Kendinden yapışmalı, kalın, simli. Sarı olanlar günbatımı. Eylül'le ben varım aşağıda. Bir de kedi.
 Güneşi görünce parka kaçtık.
 Meraklı Minik sever kızlarım.
 Ablayız ya, kardeşi de sallar;
 Kendisini de.
 Bu kadar güzel araba kullanabileceğini sanmıyordum. "Anne ben aslında küçükkende araba kullanabilirim ama kullanmıyorum." Bizim kullandığımız arabada gözü var. 18 yaşına gelince pembe bir araba alacakmışım. Bir de pembe dokunmatik bir cep telefonu.
Eylül'ün Baloncuk makinesi.
 Bu pembeler de odayı dolduran baloncuklar.
 Elmer'i boyarken.
 Hafıza kartı oynamaya bayılıyor.
 Kutunun üstündeki resmi yapıyor.
 Büyük - küçük harf eşleştirme.
 Kelebek yapımı.
 Güneş var, hava sıcak ya. Artık parktan öteye gitmeyiz. Arkadaşı Doğasu'yu da gördü. Tuğra da geldi. Keyfine diyecek yoktu. Gelengeleri de gördük.
Eylül'ün "Ağaç Ev" dediği yer. Gözetleme kulesi mi deniliyor?

7 Mart 2012 Çarşamba

Hastalık

Biz 1 ay süren gribi yeni atlatmadık mı? Şimdi nereden çıktı bu amipli dizanteri?

 Bugün Eylül'ün ateşli geçirdiği 4. gecesi. Vücudu iyice yoruldu. Ne doğru düzgün uyuyabiliyor ne de yemek yiyebiliyor. Yazık benim kuzuma.