28 Haziran 2012 Perşembe

Ol İz Vel

Bir arkadaşımın tavsiyesiyle "3 idiots" filmini izledim. Hayatımda izlediğim en güzel filmlerden birisiydi. Hindistan'ın en iyi okullarından birisinde eğitim sistemini değiştirmeye çalışan bir öğrencinin başından geçenler anlatılıyor.

Film hakkında detaylı bilgilere yada görsellere çok rahat ulaşabilirsiniz ama benim gibi yapın ve konusunu bile çok irdelemeden izleyin gitsin. İzledikten sonra da "Ol İz Vel" ne demekmiş öğrenirsiniz. Biraz merak edin. :)

22 Haziran 2012 Cuma

Kedicik

          İki gün önce bir kedi gördüm yolun kenarında. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Susuz kaldığını düşündüm, önünde su vardı ben yine su koyup içirmeye çalıştım. Sonra iyi olur düşüncesiyle evime gittim, kızlarıma. Dün kediye suyla birlikte bir de süt vereyim dedim. Süt poşetine uzanmaya çalışınca farkettimki hayvanın arka bacakları tutmuyor. Eve gittim, kızlarımı bakıcıdan aldım, Ekin'in banyo leğenine polar örtü koydum. İçine koymak için bir saat başında bekledik, üç dört kişi becerip hayvanı kucaklayıp leğene koyamadık. Sonra alt komşumun lise öğrencisi oğlu geçiyordu tesadüfen "Bahar abla naptınız, koyayım mı ben" dedi. Koca koca adamlar "ya koyabilir misin, biz becerip koyamadık" dedim. Aldı ve koydu. Takdir ettim çocuğu. Daha önceden vet.hekim araştırmıştım. Hemen ilçedeki hekime götürdüm. Serum verdiler, iğne yaptılar. 3-4 gün tedavi böyle devam etsin, sonra iyi olursa göbek fıtığı var, ameliyat ederiz dedi. Susuz kalmış çok fazla, beslenememiş ve arka tarafa darbe almış. Araba da olabilir, tekme de, bir yerden düşmüş ve düşüş esnasında bir yere çarpmış da olabilir dedi hekim. Önce genel durumunu bir düzeltelim ona göre hareket edelim dedi. Akşam komşumuz yardımıyla depoya koyduk. Su ve ılık sulandırılmış süt verin demişti, becerip doğru düzgün içiremedim kediye. Önüne su ve süt koyduk.

               Sabah kontrol ettiğimde uyuyordu, leğenin dışında. Saat 09.30 gibi belediye vet.hek.gittim, sabah akşam gelip iğnesini yapar mısınız diye ama ulaşamadım. Oradaki bir bey de gelmez, işi olur, barınağa falan gider deyince, ilçedeki hekime tekrar götürdüm ama durumu dünden daha kötüydü. Çünkü ben becerip su içiremedim. Bugün de veteriner hekime bıraktım. İğnesini yaptı, birazcık serum verdi. Ağız kuruluğunu alması için, benim ricam üzerine su verdi. Serin bir depomuz var orada kalsın, ben yine su vereyim. Ama 3-4 gibi yine bu halde olursa sizinde onayınızla uyutalım dedi. Ben yine gelirim dedim, akşama kadar bir bakalım dedim. Keyfi hareket etmek istemiyorum ama hayvanın acı çekmesini de istemiyorum. İyileştirsek bile, bu kadar susuzluktan sonra beyne zarar vermiş olabilir dedi. Büyük ihtimalle bazı fonksiyonlarını yerine getiremez, hayatına tek başına devam edemez dedi. Üzüntü içinde haber bekliyorum. Allah, kedi hakkında hayırlısını versin. Keşke ağzına su verebilseydim zorla.


Not: 22 Haziran akşam 18-19 arası maalesef uyutmak zorunda kaldık. Durumu çok kötüye gitmişti. Uyutmadan önce, ılık sulandırılımış süt ve su verildi ama iyi olmasına yetmedi.

21 Haziran 2012 Perşembe

Hastanedeydik

          Mayıs ayının sonunda Bodrum'da seminerimiz vardı ve ben iki kızım ve ablamla o seminere katıldım. Önce Ankara'ya gidip, bir gün dinlenip ablamı aldık. Ertesi gün de Bodrum'a yola çıktık. Yanıma iyiki ateş düşürücüyü almışım çünkü Eylül'ün çok ateşi çıktı yolda. Ateş düşürücü çok işimize yaradı. Otelde Ekin ateşlendi. Ateş bir çıktı bir indi. Ben zaten hastaydım. Öksürük, ciğer ağrısı bir de gözüm kapanma noktasına gelmişti. Eylül, Bodrum'da iyi oldu. Ekin Bodrum'da ateşliydi ama idare etti. Havuza bile girdi. Ben Bodrum'da iyi oldum. Derken Ankara'da iki gün mola verip evimize döndük. Ablam Allah'tan son derece sağlıklıydı. Ben seminerdeyken çocuklarla tek başına ilgilendi. Gitsek mi gitmesek mi, yol çok uzun çocuklar dayanabilir mi derken sağ salim gidip geldik. İyi ki de gitmişiz. 




          Geldikten bir hafta sonra arkadaşların yanına ilçeye gittik. Dağa tırmandık, Eylül kaya tırmanışı yaptı. Gece Ekin'in yine ateşi çıktı hafiften. Ertesi gün eve döndüğümüzde Ekin'in ateşi arttı. Düşüremedik, çok uğraştık. Pazartesi günü doktora götürdüm. Ateş düşürücü, antibiyotik derken işin içine kusma da girdi. Emmiyor, su içince kusuyor, ishal. Bu sefer acile serum vermeye götürdük. Kan alırken biraz hırpaladılar. İki ayak bir eli deldiler. Sonra da serum bitinceye kadar yattı acilde. Yavrum, çok yorgun düştü. Sonraki bir iki gün sürekli uyudu. Şimdi hepimiz iyiyiz çok şükür.

 Başını koyduğu yerde uyuyordu.


İyileştik alışverişe gittik. 











Evimize Begonya aldığımız çiçekçideki annesiz yavru kedileri önce sevdik, sonra da besledik.