14 Mart 2011 Pazartesi

Merhaba

Herkese merhaba. En son yeni yılda yazabildim. Yazmayı ve sizlerle olmayı çok özledim. İlk üç ay çok zor geçti. Malum hamilelik bulantıları. Şimdi çok iyiyim. Sürekli yiyorum, midem iyi. Sadece doya doya su içemiyorum, inşallah yakında o da olacak. .Eylül sabırsızlıkla kardeşinin yani kız kardeşinin (kesinlikle erkek istemiyor) gelmesini bekliyor. Bu gün doktora gideceğiz. Umarım cinsiyeti bellidir ve bu konuda doktorumuz yanılmaz. Çünkü eğer kız der erkek çıkarsa Eylül'ü hiç hazırlamadığımız için çok zorlanacağız. Yok erkek der kız çıkarsa bu sefer kızımızı boşu boşuna üzmüş olacağız. Bu günlerde o kadar çok duyuyorum ki dokuz ay kız denmiş oğlu olmuş yada tam tersi diye, endişelerim var o yüzden.

Gelelim bizim Eylül hanımımıza. Acayip makyaja meraklı bir kız olup çıkmıştı. Ben de hevesi kalmasın ve başkalarının malzemesini kullanmasın diye makyaj malzemeleri alıyordum. Babası kızdığı zaman da babasına itiraz ediyordum. Bırak yapa yapa bıkar, yasaklarsak daha çok üstüne düşer diye. Geçen akşam bir sitede özellikle ruj ve ojenin çocuklarda erken ergenliğe neden olduğunu okuyunca ben ne yapıyorum diye sordum kendi kendime. Ben de bu makyaj işinden büyüme ve makyaj takıntısı olan Eylül'ü kurtarmaya karar verdim. Bir de öyle bir hal almıştı ki makyaj yapmayınca kendini güzel hissetmiyor, güzel hissetmek için makyaj yapıyordu. Dün akşam eline, kendisine aldığım farı alıp tam sürecekken "Eylülcüm biliyormusun özellikle ruj ve oje olmak üzere bütün makyaj malzemeleri çocuklarda büyümeyi durduruyormuş" dedim ve Eylül'ün dikkatini fazlasıyla çektim. Sonra da banyoda ki babasına "Babası, acaba Belinay hiç makyaj yapmadığı için mi boyu daha uzun Eylül'den?" diyerek bir hamle yaptım. Babası da "belki de" diyerek cevap verdi. Eylül istifini hiç bozmadan farını sürdü. Sonra farı kapatarak "ben bunu sürmiyim. Şimdi büyüyebilir miyim?" dedi. "Tabii, makyaj yapmazsan büyüyebilirsin" dedim. Banyoya gidip yüzünü yıkamış. Bu sabahta ben makyaj yaparken "ben de kırmızı ruju sürmek istiyorum" dedi. "Aaa hani sürmeyecektin büyümek için" dedim. "Ben büyümek istemiyorum" dedi. "Peki canım sen bilirsin"dedim. Ruju hazırladım, eline verirken "Sen büyümezsen kardeşin senden daha büyük olur ama" diyerek son vuruşu gerçekleştirdim. Ruju aldı, aynaya döndü, durdu durdu, ruju bana uzattı. "Ben ruj sürmek istemiyorum anne" dedi. "Tamam canım, çok doğru bir karar verdin bence" dedim. Ayrıca bence bu makyaj işi burada bitmiştir. İnşallah bir de birşeyler anlatırken, yabancı ortamlarda, heyecanlandığında, düşünürken, çizgi film izlerken, ağlarken saçlarını çekiştirmeyi, yolmayı ortadan kaldırabiliriz. 

Bu arada şunları belirteyim. ARkadaşlarıyla kıyaslama ya da kardeşiyle ilgili abuk subuk laflar etmeyi kesinlikle uygun görmüyorum. Kim önce yemeğini bitirecek, kim önce odayı toplayacak ifadeleri bana saçma geliyor. Yada, bebekten dolayı annen hasta, bebek olduğu için annen seni taşıyamaz ifadelerinin Eylül'ün bebekten nefret etmesine neden olacağını düşündüğüm için, işim gücüm milleti uyarmak oluyor. Ancak burada işe yaradı ve bunları Eylül'ün iyiliği için söylüyorum. Çokta psikolojisi bozulmaz herhalde böyle söylediğim için, değil mi?

Dipnot: Sabah çizmesinin fermuarını çekmiş, koşa koşa babasının yanına gitti. "Baba bak, fermuarını tek başıma ben kendim çektim" dedi. Sonra koşa koşa bana geldi. Ben de onların yanına gidiyordum zaten. "Anne bak tek başıma çektim fermuarı" dedi. Ben de "Aaaaaaaaaaa Eylülcüm, sen makyaj yapmadın dün, bak hemen büyümüşsün, kendi başına fermuarını çekmişsin" dedim. Sarıldık, öpüştük. Babası da geldi. O da sarıldı kutladı. Öğlen Meliha teyzesinin evine girer girmez "Ben büyüycem, büyüycem Şaziye gibi olucam, makyaj yapıcam" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder