18 Nisan 2011 Pazartesi

Bebişin Doktor Kontrolü

               Sonunda bebişin cinsiyetini öğrendik. Kızımız olacak. Yani Eylül kuzusunun kız kardeşi. Tam istediği gibi. Başta ikinci çocuğa sahip olmak bu kadar ürkütücü gelmiyordu. Şimdi bir çocuğa duyduğum endişeyi, korkuyu, kaygıyı, sevgiyi bir çocuğa daha duyacağım için korkmaya başladım. İnşallah iki çocuk annesi olmayı elime yüzüme bulaştırmam. Ve umarım iki çocuk annesi olmak benim düşündüğüm kadar zor değildir. Umuyorum ama aslında zor olacağından da eminim. Birisi uyurken öbürü ağlayacak, birinin yediğini öbürü yemiyecek, birinin yapmak istediğini öbürü yapmak istemiyecek. Büyüdüklerinde sorunları da büyüyerek artacak.  Hamile kalmadan önce bu kadar düşünseydim sorunlar hakkında, herhalde yapmazdım.
               Şu anda ne kadar zorluklarını düşünsem ve korksam da Eylül'ün kız kardeşi olacağı fikrine bayılıyorum. Odalarına çekilip fısır fısır konuşacaklar, bizleri çekiştirecekler, birlikte yaramazlık yapacaklar ve sonra da kıkır kıkır gülecekler, ben birisine bağırdığımda diğeri benim karşıma dikilerek savunmaya geçecek kardeşini. Kesinlikle hamile kaldığım için ya da ikinciyi istediğim için pişman değilim. Sadece duygularımı paylaşmak istedim.
                Şimdi gelelim Eylül'ün kız kardeşi Kelebek'in (biz O'na Ekin demeyi düşünüyoruz) son doktor kontrolüne. Doktor tepeden tırnağa kızımızı inceledi ama ben hastalığımdan dolayı buraya anca yazdığımdan söylediği birçok şeyi unuttum. Artık ufacık bir not olarak düşülsün buraya kontrolümüz. Ultrasonda 22 haftalık görünüyor olmasına rağmen beyincik ve bir iki yerin ölçümleri sonucu 21 haftalık olduğunu söyledi. Gelişim geriliği mi var yoksa dedim. Hayır, sadece Eylül gibi 3 kilo civarında doğar, çokda iri bir bebek olmaz dedi. Yapı meselesi dedi. Daha önceleri burun kemiğinin gelişmiş olmasının önemli olduğunu söylemişti. Down sendromlu olup olmadığını gösterir dedi. Bu kontrolde de serçe parmağının normal görünmesinin öneminden bahsetti. Aksi takdirde anomali olabilir dedi. Eylül sezeryanla dünyaya gelmişti. Bu bebeği normal doğumla dünyaya getirmek istiyorum dedim. Kabul etmedi. Dikişlerin yırtılma ihtimali var. O riski almıycam, kesin sezeryan dedi. (Bu konuda merak ettikleriniz varsa kesinlikle yahoo ssvd grubuna üye olmanızı öneririm.) Ben bu konuda bir de Ankara'da bir doktorla görüşeceğim. Hastalığımın geçmesi için günde bir iki bardağı geçmemek üzere ıhlamur, nane limon içebileceğimi söyledi. VArisler için çok ağrım olursa ilaç verebileceğini söyledi. Ben de ağrım olmadığını söyledim. Zaten ilaç içilmesi taraftarı da değil çok fazla. Bir ay sonra şeker kontrolü için bekliyor. Ultrasonda bakarken sürekli "normal mi" "sorun var mı" "sorun mu var" gibi bayıltıcı etkisi olan sorular sordum. En sonunda gülümseyerek "yok sadece değişik açılardan bakıyorum, bir sorun olsa hemen söylerim" dedi. Sakin bir doktorumuz var. Eylül bir sürü eziyet etti babasına, gürültü yaptı, kapris yaptı. Ben kızınca da " ben hiç rahatsız olmuyorum merak etmeyin, benim için sakıncası yok" dedi. Hoşuma gidiyor sakinliği. Çok hareket ediyor, kıpır kıpır, dışarıdan da çok rahat görünüyor hareketleri dedim. Bu çok iyi dedi. Hareketli olması çok güzel birşey dedi.
                Dışarıya çıktığımızda "kız kardeşim mi olacak anne" dedi Eylül. Evet Eylülcüm dedim. Pek bir tepki vermedi. Ama günler ilerledikçe, benim karnım iyice büyüdükçe, düşünecek çok zamanı oldukça, bu kardeş olayının pekte kendi yararına,çıkarına birşey olmadığna kanaat getirecek gibi.
            

2 yorum: