14 Haziran 2010 Pazartesi

Rezilliğim

Cumartesi günü eşim dışarıya çıktı, Eylül'de arkadaşlarıyla aşağıda oturmuş çekirdek yiyordu. :) Bende balkonda çamaşırları asıyordum. Derken, balkon kapısısının arkasındaki televizyon kutusunun üstündeki dedesinin geçen yıl aldığı kocaman ayı ve onunda üstündeki kocaman pilates topu yere, kapıyla kutu arasına düşüverdi. Hiç istifimi bozmadım, çamaşırları asmaya devam ettim, Eylül'ü kontrol ettim, boğazına çekirdek kabuğu takılırsa ne yapacağıma karar verdim (ki bu komşuya sesimi duyurmak için, balkondan bağırmak oluyor) balkona açılan ve kesin kapalı olan pencereyi bir ihtimal kontrol ettim ve sonuç olarak evde yapayalnızken balkonda mahsur kaldığıma karar verdim. Panik... Nasıl çıkıcam, komşulara rezil olucam, hayatımda, anılarımda kara bir leke olarak kalıcak. Kapıyı ittiriyorum, pilates topu kutuyla kapı arasına sıkışıyor, geçebileceğim kadar açıklık yok. Kolumu sokuyorum açılan araya kolum çok acıyor, ittirebileceğim alan çok kısıtlı, top patlarda basınçtan, kolum koparmıki diye bile düşündüm. Azıcık aradan ayıya ulaştım, uzaklaştırabildiğim yere kadar çektim. Pilates topunu çek Allah çek yerinden oynamıyor. Sonra farkettim ki kapı kolunun üstünde kalmış, ben aşağıya doğru yuvarlamaya çalışıyorum. Bir kaç kere yukarı ittirdim, toptan kurtuldum. Kapı açıldı. Derin bir nefes aldım. Kolum mosmor, işyerindekiler dalga geçiyor harbemi girdin diye. Çok şükür ki yere düşmemişde kapı kolunun üstünde kalmış,kesinlikle çıkamazdım balkondan ve komşuya şöyle bağırırdım. "PInar, Pınar, balkonda mahsur kaldım, kocanı ara, kocamı arasın, beni kurtarmaya gelsin, sende gözünü Eylül'den ayırma, çekirdek kabuğu olurda boğazına takılırsa hemen yardıma git " :)) Herkese anlatıp kendi kendimi rezil ediyorum. Eylül'ün lafıyla, olsun boşver, bişey olmaz.

2 yorum: