16 Temmuz 2010 Cuma

Köpük ile Pıtır

Eylül'ün Köpük ile Pıtır isminde bir kitabı var. Türkiye İş Bankası Yayınlarının.Anne ayı, büyük ve küçük yavruları. Büyük yavru annesiyle birlikte olmak istiyor, annesi küçük yavrusuyla vakit geçirmek zorunda olduğunu söylüyor. Büyük yavruda tek başına takılıyor. Ama küçük kardeş hiç rahat bırakmıyor O'nu. O'da çareyi uzaklara gitmekte buluyor ama yine rahat bırakmıyor küçük kardeşi. Bu kitabı, kitapta ne yazıyorsa onu okuyarak sevdirmeye çalışmış, başarısız olunca, kitapta yazanları kısa kısa okumuştum, yine de sevmemişti. Dün gece okurken, resimlerine bakıp yazılarına dikkat etmemeyi denedim. BAk kızım bu anne, Bahar, bu büyük yavrusu, sensin, Eylül, bu da onların minicik bebeği, bebek. (Daha ortada ikinciden eser de yok ama. Şimdiden Eylül'e alıştırma çalışmalarına başlamış oldum.) Bak kızım, sen beni çağırıyorsun, ben küçük bebeğimizle ilgileneceğim için senin yanına gelemiyorum. Eylül bak, sen suya girmişsin, bebekde senin üstüne atlamış, her yere su sıçratmış. Balığa bak nasılda kaçıyor. Bak burada hepimiz bir aradayız, ben hem sana hemde minik bebeğimize sarılmışım.
Aman Allah'ım böylemi tepki verilir. Evet anne o bizim bebeğimiz. Ne kadar minik. Evet, sarılmışız, ne güzel. Anne bidaha oku, bidaha oku. Anne, ben onlara sarılayımmı. (Tabii kızım dedim, üçümüzün sarılıp yattığı sayfayı bağrına bastı.) Çok geç olmasa ve uykusuna yenik düşmeseydi bir iki kere daha okuturdu. Bu ve benzeri kitaplarla kardeş duygusuna alıştıracağım herhalde. Ondan sonra da kardeş yapmazsak ayıp olur.
(Ben tuvalate işemeyede böyle alıştırmıştım. Bezini çıkarmadan çok önce tuvalette neler olacağını, ne zaman tuvalete gitmeye başlayacağını, okulda nasıl olacağını hep anlatmıştım. Tuvalete işemeye başladığında da zaten neler olacağını bildiği için tedirgin olmamıştı hiç. )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder