3 Mayıs 2010 Pazartesi

Hayatımın En Kötü 23 Nisan'ı

Oysaki herşey ne güzel başlamıştı. Sabah annemle babamı karşılamaya gittik Eylül'le. Pastanede çayımızı içtik, simitlerimizi alıp eve geldik. Kahvaltımızı yapıp babamızı kendi okulundaki 23 Nisan gösterilerine gönderdik. Annem, babam, Eylül ve ben de merkezdeki gösterileri izlemeye gittik. Stat çok kalabalık olunca, doğru düzgün programı izleyemeyince arabaya atladık, napacağımıza yolda karar verelim dedik. Gösterilere gitmeme kararına varınca, madem siz Eylül'e 23 Nisan hediyesi almak istiyorsunuz, Eylül'ün de sizlere siparişi var, haydi oyuncakçıya gidelim dedim. Anlaştık. Oyuncakçıya gittik, dolaştık, görevlilerle oynadık, anneannesiyle dedesi Eylül'e bebeklerini gezdirmesi için çok güzel bir bebek arabası aldı. Hep birlikte dışarıya çıktık parası ödendikten sonra, ama kapının önündeyiz, dedesi ebeveyn kontrollü bisiklet almak istiyor, ben aldırmak istiyorum, Eylül almayın, istemiyorum diyor,bizde Eylül'ü alsın diye ikna etmeye çalışıyoruz. Bende annemle şaka yapıyorum, ne kadar tok gözlümü, yoksa salakmı karar veremedim, her gün geliriz hergün o bisikletlerle oyuncakçıda 4-5 tur atar, bugün tutturdu almıycam diye diyorum, gülüyoruz. Anladığım kadarıyla Eylül, eğer bisikleti alırsak bebeğiyle, bebek arabasını bırakması gerektiğini düşündü, o yüzden istemiyorum dedi. Neyse dedesi gitti, yeşil bir bisiklet getirdi, Eylül'de pek sevmez yeşili (bana öyle geliyor :) ) birazcık daha pahalı pembe bisikleti almaya içeriye girdim. Anne bu biraz daha pahalı ama alacaksan bunu al dedim. Tamam dedi. Eylül dışarıda bebek arabasıyla, dedesi onun civarında, anneannesi de kapının önünde, ikisinin de elinde sigara var. Ben de içeride kasanın önündeyim. Eylül bisiklete bakmak için benim yanıma geldi, bunun için aanneannesinin yanından geçti, benim yanıma gelince bende dizlerimin üstüne çöktüm birşeyler söyliycem.İşte ne olduysa bundan sonra oldu.Kasada ki kız Eylül'e bakarak nereden geliyor o duman dedi, Eylül elini sağ kulağına doğru götürüp anne acıyo diye ağlamaya başladı. Bende Eylül'ün elini gezdirdiği yere elimi attım, ateşi hissettim ama ne ateşi gördüm ne de dumanı. Elimle ateşi hissedince ve Eylül'de anne acıyo diye ateşten kendisini kurtarmak için çırpınmaya başlayınca bağırmaya başladım, kızım yanıyor su getirin, Eylül yanıyor su verin, su getirin, su verin ve hıçkıra hıçkıra öyle bir ağlıyorum ki görevliler gülüyor sakin olun birşey yok diyorlar, Eylül halâ ateşten kurtarmaya çalışıyor ben halâ ateşi hissediyorum, annemle babamdan ses gelmiyor, ben bağırıyorum su diye, sonra babam beni ayağa kaldırmaya çalıştı, Eylül ağlamayı bıraktı, benim saçımı okşamaya başladı, anne ağlama geçti, iç çeke çeke ağlama anne geçti diyor, ben hıçkıra hıçkıra geçtimi Eylül diyorum, ağlama anne geçti diyor, o sıra su getirdiler ben öyle bir haldeyimki kafasını ıslatıp acısını hafifletmeye çalışacağıma suyu içirdim, sonra bir güzelde kendim içtim. Sonra anne acıyo deyince aklım başıma geldi, elime su döküp kafasını ıslattım. Sonra ayağa kalktım, babam bana bağırmaya başladı, ortada önemli birşey yok sen niye bu kadar bağırıp çağırıyorsun, bu kızı korkak yetiştireceksin diye (sonradan tabii farkediyorum ikiside beni öyle görünce ne olduğunu da anlamayınca şoka girmişler), napıyım baba dedim, elimde değil, çok korktum dedim. Eylül noldu dedim, anneannesini göstererek anneannemin sigarası yaktı dedi. BAşka bir yerin acıyormu Eylül dedim, hayır dedi. Akşama kadar kendimize gelemedik, Eylül benim ağlamamdan çok korktu, çok üzüldü bende kızımın çaresizce ateşten kurtulmaya çalışmasını görünce mahvoldum. Sandım ki kızımın kafası tamamiyle yanıyor. Ateşi görsem yada dumanı görsem, nerenin yandığını tam olarak görebilsem belki daha farklı tepki verirdim bilemiyorum ama Allah hepimize sağlık versin ve evlatlarımızın acısını göstermesin. En çok korktuğum şeylerden birisidir elinde sigarası olan birinin yanından geçerken bir tarafının yanması. İyiki gözüne falan gelmedi. Caddede yürütürken hep korkarım, en nihayetinde başımıza geldi. Allah beterinden saklasın. Annem sen kafayı yemişsin, bi psikiyatriste git dedi akşam ben sakinleşince. :) (tabii kibar bir şekilde) Anne olmak kolay değil diye ukalalık edicektim, kafama terlik fırlatır diye birşey demedim. :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder