22 Kasım 2010 Pazartesi

38. Ay

Dün akşam babasına uyarıda bulundu:
Eylül: BAba sen bana niye küçük küçük bağırdın? Hani sen bana bağırmayacaktın?
BAbası: Hani sen bana cevap vermeyecektin?
Eylül: Ama öylemi yapılır? "Eylülcüm neden böyle yapıyorsun" demen gerekmiyormuy du?
Babası: Haklısın kızım, özür dilerim.

Bende bir köşede kıs kıs gülüyordum. Eylül değil yalnızca, Eylülcüm demeliymiş.

Gelelim bu yaş itibariyle Eylül'den haberlere:

- Okulunu özlediğini bayram boyunca iki veya üç defa söyledi. Arkadaşlarını da özlemiş. 9 gün tatilden sonra öğrencilerin zorlandığını söyleyen öğretmenlere katılmıştım ama Eylül, okulu ve arkadaşlarını özlediğini söyleyip, O okuldayken işe gitmeme izin vererek beni bayağı bir şaşırttı.

- Kitaplarla arası çok iyi. Umarım hep böyle olur. Ankara'ya her gittiğimizde Dost Kitabevi'ne uğrarız. Hadi kitapçıya gidelim dediğimde yaşasın der. Her akşam illaki kitaplarını okutur. 2 yıl önce okuduğum bebek kitaplarını, bazen canım kitap okumak istemediği zamanlarda okumaya kalksam, hayır onlar değil hani varya büyükler diye uyarır. Kitapları bazen İngilizce okumak istiyor. İngilizce okuycam diyip kitabı elimden alıyor uyduruyorda uyduruyor.

- Çişini kendi başına yapar. Banyodaki lazımlığına gider. Karanlıkta ışığı yaktırır. Çişini yapar, kilodunu çeker, ellerini yıkayıp gelir. Eğer kakasını yaparsa, bitince beni çağır tamam mı derim (çünkü kendi temizlemeye kalkıyor) tamam der, ben poposunu yıkarım, tuvalet kağıdıyla kurularım (iki gündür kendisi tuvalet kağıdıyla kuruluyor, kendisi aylardır yapmak istiyordu bunu). Kilodunu, pantolonunu çeker, sandalyeye çıkar, musluğu açıp ellerini sabunlar, kurular, iner. Bende o sıra lazımlık temizliği yaparım.

- Son zamanlarda televizyona sarmış durumda. Televizyon açıksa ve biz izlemiyorsak bi bakıyorum, geçmiş hatun aletin başına, dizileri filmleri izliyor. Bende hemen kapatıp odasına postalıyorum. yalnızca odasında ki cd oynatıcısında illaki birşeyler izliyor. Ve izlerken iğde yemeye bayılıyor-uz. Sürekli aynı filmleri izliyor ve ezberliyor.

- Kitapları da aynı şekilde ezberliyor. Benim, elini koyduğu için okuyamadığım yerleri ezbere söylüyor.

- Uzun zamandır yapmasakta kek yapmaya bayılıyor.

- Salona pek oyuncak getirmiyor. Getirmesini istemediğim için uyarıyorum. Mutfağa ve salona getirdiği zaman toplayıp, odasına gönderiyorum. Diğer yerlere (banyo ve tuvalete de sokmuyor) yasak yok.

- Oyun hamuru, kesme yapıştırma işleri, dergi çalışmaları, boyama işlerini çok seviyor. Kafa, göz, kirpik, çiçi (saçların iki yandan bağlanması) çiziyor. Dün akşam çok güzel kalp çizdi. Dergi yapacağı zaman ödevimi yapayım, dersimi çalışayım diyor. Makas kullanımı çok iyi. Şekilleri çok güzel kesiyor.

- Hergün odasındaki takvimi yapıyoruz. Ben unuttuğumda "anne, biz neyi unuttuk, gel göstereyim" diyerek odasına götürüp, yaptırıyor.

- Benim yazı yazmamdan etkilendi ve sürekli, senin yaptığın gibi yapıyorum deyip, kağıtlara karalama yapıyor. Yazı yazıyor yani. Ve bunuda soldan sağa doğru yapıyor.

- Gözlem yeteneği çok iyi, ezberide öyle. Çocukların öğrenmesi dikkatli dinlemelerine, incelemelerine ve gözlemlerine dayalı. Ben okuyarak ezberlemeye çalışıyorum şarkılar,ı Eylül dinleyerek.

- Hayvanları çok seviyor ama babasıyla birlikte korktuğumuz için çocuğun cesaretini kırıyoruz. Yanımızda korkmayan bir hayvansever varsa rica ediyoruz Eylül'ü yaklaştırması için.

- SEvgi dolu ve merhametli. Kandırılması da kolay ayrıca. Bağırıp çağırırken, şöyle olabilirmi dediğimizde hemen yüzü gülüveriyor, kabul ediyor.

- Son zamanlarda doğru düzgün yemiyor. Yedirirsen yiyor. (neredeyse 2-3 haftadır geçmeyen hastalığına bağlı olabilir. Burun tıkanıklığı ve akıntısı, öksürük) Bazen ağzındakileri çok büyük oldu, ısıramadım diyerek eline çıkarıp masaya koyuyor.

- Belinay'la Büşra geldiğinde odası çok dağılıyor. Niye dağıttınız diyorum Eylü dağıttı diyorlar. Nİye dağıttın Eylül diyorum Belinay merak etti onları diyor. Önce dağıttığınızı toplayın, sonra başka oyuncakları çıkarırsınız diyorum. Yalnızken dağıtmıyor ama arkadaşları varken çok dağıtıyor. Bende hepsine toplatıyorum.

- OİP ile Evren'in yaptığı Ninni'yi çok seviyor. Kendi kendine söyleyip duruyor.

- Mantıklı veya mantıksız, anlamlı veya anlamsız kendi bestelerini yapıyor. Sürekli ama sürekli konuşur gibi uydurduğu şarkılarını söylüyor. Ve ben henüz doğru düzgün kaydedemedim bunları.

- 18'e kadar rahatlıkla sayıyor. 18den sonra 14-15-16-17-18-14-15... diye bozuk plak gibi devam ediyor. Kurtarmak için araya girip 19-20 demem gerekiyor.

- Aylardan Eylül dediğimde Kasım, ARalık diyor. Ekim'i atlıyor. bu günlerde ayları ezberletmeye çalışıyorum. Aldığım takvim bu konuda çok işe yarıyor. En azından görüyor, anlamlandırıyordur.

- Trafik lambasını kontrol ediyor. Baba kırmızı yanıyordu, neden geçtin diye bağırıp duruyor. Babası da yeşil yandı ya kızım, o yüzden geçtim diyor. BAbası şarkı uydurdu" Kırmızı da duralım, yeşilde geçelim, sarı yanınca da hazır olda bekleyelim" Tabii sarı ışıklar sarıdan ziyade turuncuya benzediği için önce turuncu ışık diyordu. Sonra uyarınca sarı demeye başladı.

İş yerinde tam konsantre sağlayamadığım için aklıma bu kadar geliyor. Sonra ekleyeceklerim olursa buradan devam ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder