25 Kasım 2010 Perşembe

Öyle bir geçer zaman ki...

Türk kadının önüne sürekli Cemile gibi karakterler konulursa daha çoook eziyet görür. Cemile karakteriyle ne anlatılmak isteniyor? Namuslu kadın, kocası ne yaparsa yapsın sesini çıkarmaz, lütfen bizimle kal, bizi terk etme diye yalvarır, çocuklara ve kendisine zarar verse bile seviyorum ne yapayım der, kocasının parasıyla kocasının uygun gördüğü bir hayatı yaşar.

Hayır, ben Cemile'ye acayip gıcık oluyorum. Hapishaneden çıkıp evine gittiğinde kocasıyla sevgilisini evden atmaya kalktığında adam "sen kimi kimin evinden atıyorsun" demedi mi? Peki halâ bu kadın neye güveniyorda evin tapusunu almak aklına gelmiyor? Kayınvalidesi söyleyince de daha inşaat halindeki evin yarı hissesini ve tapusunu kabul ediyor. Şimdi adam hadi çıkın dese ne yapacak? Avukatın önünde diyecekti ki" Kardeşim ya evi verirsin, yada işi yokuşa sürerim, yok öyle bitmemiş evin tapusu falan". Kendin için söyleyemiyorsan çocukların için söyleyeceksin, isteyeceksin. Bana böyle diyen adam yarın bizi o evden de atar diye düşünmez mi insan. İyi kadın, namuslu kadın hep böyle zavallı bir çizgi mi çizmek zorunda.?

Türk filmlerinde kadını doğru düzgün bir yere oturtamadılar. Çalışan kadın, manavın bakkalın tacizine uğrar yada tecavüz ederler. Bir şekilde adı çıkar. Yok tam tecavüze uğrarken koca gelir, kadını pataklayıp sokağa atar. Zavallı kadın yıllarca çile çeker sonra da gerçek açığa çıkınca kocasının özrünü kabul eder. Yok ya çok fakir, çok zavallı ama çok iyi ya da zengin ve kötüdür.

Sonuç olarak ben bu Cemile'ye de Ali'ye de kıl oluyorum.

1 yorum:

  1. Ah be Cemile, ben sana daha ne diyim. Böyle bir herifin lafıyla hareket edilir mi hiç? Bak, ne de rahat söyledi evimden çıkın diye. Ama bu bölümde seni akıllanmış gördüm, laf söyleyebildin sonunda. Zor oldu senin için ama.

    YanıtlaSil